SÜTÜN ANLATTIKLARI
Süt, sadece bir ürün değil belirli bir kültürün de simgesidir. Saflığı anlatır, temizliği çağrıştırır. “Ana sütü gibi helal” ifadesindeki gibi helallikle bağlantılıdır. Anneliğin kutsallığının ifadesi süt ile bağdaştırılır. “Sütten çıkmış ak kaşık” atalarımızdan bugünlere kadar ulaşan bir ifadedir ve sütün bulaştığı her bir nesnenin yalansız, dolansız oluşunu getirir akıllarımıza. Türk sinema tarihine de kazınmış olan “Süt kardeşliği” sıfatı aynı anneden doğamasak bile, dünya-ahiret aynı anneden beslenmiş olduğumuzu anlatmaz mı? Ya niyeti kötü insanlar için kullanılan “Sütü bozuk” ifadesi iki kelimede o kişinin karakter analizini ortaya koymaz mı? İşte yazılı ve sözlü edebiyatımızda çokça yer verilen bir kelimedir “Süt”. Basit, üç harf, tek hece ama koca bir anlam taşır derinliklerinde. Şiirlerde, destanlarda, hikayelerde, romanlarda geçmesi tesadüf değildir. Dünyanın her bir coğrafyasında değişik kültürlerde yerini bulmuştur süt. Anadolu topraklarında da kutsal görülmüş, tarihsel bir değeri beraberinde taşımıştır yüzyıllar boyu. Sinemada, filmlerde, dizilerde de süt kavram olarak haklı yerini bulmuştur. Sinema okumalarında süt içen bir karakterin, izleyici üzerinde bıraktığı etki vicdanlı, namuslu anlamına geldiği gibi kimi zaman da seri katillerin de süt içtiği sahnelerle çocuklarının travmalarına gönderme yapılmıştır. Eski yazıtlarda, arkeolojik bulgularda da kendini göstermiştir süt ve süt ürünleri. Hayatın merkezindedir çünkü. Çok şey anlatır bizlere. Sağlıklı nesillerin teminatı olduğu kadar içerdiği anlamlarla da bizlere hep bir şeyler fısıldamıştır, fısıldamaya devam edecektir. Her insan doğar, büyür, gelişir ve bu fani dünyada son nefesini tamladıktan sonra ebediyete göç eder. Doğumundan hemen sonra anne sütüyle tanışır ve büyüme, gelişme evrelerinde süt yadsıtmaz bir gereksinimdir. Yaşamımızın son evresinde yani yaşlılıkta da süt yine öğünlerimizde olması gereken bir gıdadır. Süt ve süt ürünlerinin bu kadar önemli olduğu bir gerçek ise bu ürünlerin temiz ve hijyenik şartlarda mamullere dönüşmesi de başka bir önemli konu başlığıdır. Yaşamımızın bu kadar içinde olan süt ve süt ürünlerinin üretimi hatasız ve teknolojik olarak el değmeden gerçekleşmeli, ambalajlanmalı ve son kullanım tarihleri geçmeden raflarda yerini almalıdır. Nihai tüketici olan bizler de hem kendimiz, hem çocuklarımız hem de yaşlılarımız için sütü masalarımızdan eksik etmemeliyiz.